Bu makale, eğlence, alkolizm ve müzik arasındaki etkileşimin, Güney Afrika’da bireysel başa çıkma stratejileri ve toplumsal direnişin katalizörü olarak nasıl işlev gördüğünü incelemektedir. Bireysel kaçış ile örgütlü politik protesto arasındaki basit karşıtlığın ötesine geçen çalışma, Gramscici ve çağdaş sınıf teorilerinden ilham alan bağlamsal ve kuramsal bir perspektif benimsemektedir. Araştırma, görünüşte apolitik olan gündelik eylemlerin—örneğin gayriresmî müzik buluşmaları, tiyatral performanslar ve toplu içki tüketimi gibi pratiklerin—zamanla daha geniş toplumsal seferberliklere ve ortaya çıkan kolektif ajanlığa zemin hazırlayabildiğini göstermektedir. Sophiatown’un canlı gece hayatı, Market Theatre’ın radikal sahne performansları ve protesto müziği geleneği gibi örnekler üzerinden, mikro düzeydeki eylemlerin kolektif hafıza, dayanışma ve siyasal muhalefet kaynaklarına nasıl dönüştüğüne odaklanılmaktadır. Güney Afrika deneyimi, kültürel ifadenin yalnızca egemenliğin pasif bir yansıması olmadığını, aynı zamanda hegemonik yapılara karşı süregelen “mevzi savaşının” dinamik bir alanı olduğunu ortaya koymaktadır. Bulgular, anlamlı toplumsal değişimin çoğu zaman yalnızca örgütlü hareketlerden değil, gündelik pratiklerin birikimli etkisinden doğduğunu öne sürmektedir. Sonuç olarak, makale, bireysel ve kolektif eylem arasındaki sınırların bulanıklığını ve sıradan yaşamın direnç, direniş ve toplumsal dönüşüm yollarını geliştirmedeki kritik rolünü vurgulamaktadır
Exploring the interplay between entertainment, alcoholism, and music, this article investigates how everyday cultural practices in South Africa have served as both individual coping strategies and catalysts for collective resistance, particularly during and after apartheid. Moving beyond the simplistic opposition of personal escapism and organized political protest, the analysis adopts a contextual and theoretical perspective inspired by Gramscian and contemporary class theories. The study demonstrates that seemingly apolitical actions—such as informal musical gatherings, theatrical performances, and communal drinking—can lay the groundwork for broader social mobilization and emergent collective agency over time. By focusing on examples like Sophiatown’s vibrant nightlife, the radical performances of the Market Theatre, and the tradition of protest music, the article highlights the gradual transformation of micro-level acts into sources of collective memory, solidarity, and political opposition. The South African experience reveals that cultural expression is not merely a passive reflection of domination, but a dynamic arena in the ongoing “war of position” against hegemonic structures. The findings argue that significant social change often emerges from the cumulative impact of everyday practices rather than exclusively from organized movements. Ultimately, this article underscores the importance of recognizing the blurred boundaries between individual and collective action, and the crucial role that ordinary life plays in cultivating resilience, resistance, and pathways to social transformation.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Language Studies (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | July 1, 2025 |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | October 18, 2024 |
Acceptance Date | June 11, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 19 Issue: 1 |
Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences
General Manager | Genel Yayın Yönetmeni, Öğretmenler Caddesi No.14, 06530, Balgat, Ankara.
Communication | İletişim: e-mail: mkirca@gmail.com | mkirca@cankaya.edu.tr
https://cujhss.cankaya.edu.tr/
CUJHSS, eISSN 3062-0112